1 Ağustos 2013

Dümbüllü'nün Kavuğu


Ortaoyunu geleneğinin son temsilcilerinden en büyüğü şüphesiz İsmail Dümbüllü. Osmanlı'nın son döneminde Halife Abdülmecid'in karşısında da 60'larda Süleyman Demirel'in karşısında da sahne almış olan İsmail Dümbüllü'yü çoğumuz pek tanımasak da "kavuk" söz konusu olduğunda ara ara ismini duyuyoruz. İsmail Dümbüllü Atlas Tarih dergisinin 2. sayısında anlatılmış, bu yazıyı yazmaya da o yazıyı okuduktan sonra karar verdim. Bu nedenle yazıyı Popüler Tarih - Dergi kategorisine koyuyorum ama yazıda işlenecek olan kavuk meselesini dergiyi değil internet üzerinde kendi yaptığım araştırmayı referans alarak işleyeceğim.

İsmail Dümbüllü'nün kavuğu bir nevi dönemin ustasının kim olduğunun sembolüdür. Fakat etrafta dolanan birçok kavuk efsanesi var. Hikayemize en çok kabul gören kavuk olan Ferhan Şensoy'un kavuğu ile başlayalım.

İsmail Dümbüllü kendisinden sonra ortaoyunu geleneğini sürdürecek olduğuna inandığı bir isim aramaktadır. Bir gün Kanlı Nigar oyununu seyrederken başrolde oynayan Münir Özkul'u beğenir ve kavuğunu ona verir. Kavuk Dümbüllü'ye de ustası Kel Hasan'dan kalmıştır. İsmail Dümbüllü ile Münir Özkul arasındaki devir teslimi belgeleyen bir fotoğraf da mevcuttur. Daha sonra Münir Özkul da kavuğu Ferhan Şensoy'a vermiştir. Bu devir teslimi belgeleyen bir fotoğraf da mevcuttur. Belki de her iki devir teslimi de belgeleyen fotoğraflar olduğundan Dümbüllü'nün kavuğu denince genellikle Ferhan Şensoy'daki kavuk bilinmektedir. Tiyatronun yeni üstadını belirleyecek kavuk devir teslimi de Ferhan Şensoy'dan beklenmektedir.

Atlas Tarih dergisinin İsmail Dümbüllü'nün damadı Mete Çıngay'a -dergide yanlışlıkla Çintay yazılmıştır.- dayandırdığı bir iddiaya göre ise İsmail Dümbüllü Kel Hasan'ın kendisine verdiği kavuğu kimseye vermemiştir. Münir Özkul'a verilen başlık bir festir. İsmail Dümbüllü kendine çırak olarak gördüğü için Münir Özkul'a bu fesi vermiştir. Dümbüllü'nin kızı İpek Çıngay da babasının kavuğunun bir banka kasasında olduğunu söylemektedir. Yine İpek Çıngay'ın iddiasına göre Münir Özkul'a fesin verilmesinden sonra olan Dümbüllü'nün cenazesinde kavuk da sergilenmiştir. Bu da Münir Özkul'daki başlığın kavuk olmadığını belgelemektedir.

Tiyatro sanatçısı Rauf Altıntak da kavuğun kendisinde olduğunu iddia etmektedir. Onun iddiasına göre İsmail Dümbüllü Kel Hasan'ın kendisine verdiği kavukla oynayınca saygısızlık yapmış gibi hisseder ve kavuğu Behzat Budak'a verir. Behzat Budak'ın Hazım Bey'e, Hazım Bey'in de Vasfi Rıza Bey'e verdiği kavuğun son durağı Rauf Altıntak'tır.

İddialar bununla da sınırlı değildir. Mehmet Esen de kendinde de bir takke olduğunu iddia etmektedir. Onun iddiasına göre ise Ferhan Şensoy'daki fesin bir benzeri de kendinde vardır. Bu iki takke de asıl kavuk değildir. Bu iddiaya göre İsmail Dümbüllü hem Münir Özkul'a hem de Erkan Yücel'e birer takke vermiştir. Münir Özkul takkesini Ferhan Şensoy'a verirken Erkan Yücel'deki takke Mehmet Esen'e geçmiştir.

Bununla da bitmedi. Mejdat Gezen'de de bir başlık bulunmaktadır. Müjdat Gezen'in söylediklerine göre İsmail Dümbüllü ortaoyunu oynarken kavuk, tuluat oynarken ise fes giymektedir. Bu iki nesne de sonradan Münir Özkul'a geçer. Münir Özkul kavuğu Ferhan Şensoy'a fesi ise Müjdat Gezen'e vermiştir.

Biraz karmaşık bir başka kavuk hikayesinin baş rolünde ise Nejat Uygur vardır. Bazı gazetelerde yer alan birtakım haberlere göre 2007 yılında bir törenle Dümbüllü'nün kavuğu Nejat Uygur'a verilmiştir. Fakat bu kavuğun nereden geldiği hakkında iz sürmem pek mümkün olmadı. Nejat Uygur'un  "Bu sahne kapanabilir, perdeler inebilir. Ama ben bu perde kapandığında, sizin sıkıntılarınızı da alıp götüreceğim." sözünü de söylediği törende takılan kavuk çok büyük ihtimalle sembolik bir kavuktur. Çünkü Nejat Uygur'a daha önce Bilecik'te ve Kadıköy'de de Dümbüllü'nün kavuğunun takıldığına dair haberler var. 2007'deki kavuk töreni hakkındaki ilgili haberlerde "Tartışma son buldu, Dümbüllü'nün kavuğu Nejat Uygur'a geçti" şeklinde iddialı ifadeler yer alması insanın kafasını karıştırsa da Nejat Uygur'un Kadıköy'deki törenden sonra söyledikleri bu kavukların sembolik olduğunu büyük oranda kanıtlamaktadır. Uygur bu törenden sonra kavuk hakkında şöyle konuşmuştur: “Biraz da bizi atışa getirdiler. Aslında Ferhan Şensoy’u çok severim. Kavuğun sahibi Ferhan da olabilir başkası da. Ama bir keresinde İsmail Dümbüllü benim Ayar Hamza adlı oyunumu izlemeye gelmişti. Oyun sonunda "Nejat, eğer seni Münir’den önce seyretseydim kavuğu sana verirdim" dedi. Bu olayı Dümbüllü’nün kızları, torunları da bilir.”

Kavuk nerededir, kimindir tartışması daha uzun yıllar sürecek gibi. Şimdilik medayada en itibar gören kavuk Ferhan Şensoy'daki. Bakalım ilerleyen yıllarda kavukla ilgili neler olacak?

Hiç yorum yok: