17 Kasım 2014

Kıskançlık ve Gurur

İnsanoğlunu mahveden iki şey kıskançlık ve gurur. Kıskançlık sonucu insanlar kırılır, gurur da geri dönüşü engeller. Peki bu iki kavram sadece insanı mı mahveder? Başka kimi mahvetmiştir?

Allah Hz. Adem'i yarattığı zaman meleklere secde etmesini emretmiştir. Aslında cinlerden olan Azazil dışındakiler emre itaat etmiştir. Halbuki Azazil'in yeryüzünün her karış toprağında Allah'a secde etmiş olduğu, meleklere hocalık yaptığı rivayet edilmiştir. 

Allah kendisine "Seni secde etmekten alıkoyan nedir?" diye sorduğunda da Azazil kendisinin ateşten insanın ise topraktan yaratıldığını, kendisinin daha hayırlı olduğunu öne sürmüştür. Allah'ın sevgisini insanla paylaşamadığı için kovulmuş ve lanetlenmiştir. Bundan sonra Azazil'in ismi İblis olarak bilinecektir.

İslami kaynaklarda şeytanın Allah'ın üstünlüğünü kabul ettiği görülmektedir. Hristiyan kaynaklardaki gibi şeytan kendini Allah'a denk görüp mücadeleye girişmemiştir. Onun yaptığı Allah'ın kendisinden daha çok sevdiği insandan hıncını çıkarmaktır.

Kıskançlık sonucunda lanetlenen İblis'in meselesi burada da bitmez. Bir rivayete göre İblis bir gün Hz. Musa'ya tövbe edip af dilemek istediğini söyler. Bunun üzerine Allah İblis'in Hz. Adem'in kabrine secde etmesi durumunda tövbesini kabul günahlarını affedeceğini söyler. Hz. Musa bunu İblis'e bildirdiğinde aldığı cevap ise gurur doludur: "Ben onun dirisine secde etmedim, şimdi ölüsüne mi secde edeceğim?"

11 Kasım 2014

Berber Koltuğundaki Acziyetimiz

Bugün saç ve sakal tıraşı olurken ilginç olaylar yaşadım. Muhtemelen ilginç olmayan alelade olaylardı fakat benim hayatımda ilk defa olan şeyler olduğu için benim için yine de ilginç. Öncelikle ilk defa usturayla yüzüme kesik atıldı. Çok çok küçük bir şey hatta şu an izini bile göremiyorum. O an da fark etmemiştim. Ta ki berber oraya kan taşı denilen mereti dokundurana kadar. Beklemediğim ani yanma hissi karşısında gözümden yaş geldi. Oturup hüngür hüngür ağlamadım ama durum enteresan geldi. Daha önceleri çok defalar kendi kendime tıraş olurken tıraş bıçağıyla yüzümü kesmiştim. Hatta daha derin kesiklerin oluştuğu da oldu fakat nedense berberin yüzümü kesmiş olmasından ayrı bir memnuniyetsizlik duydum. O an düşündüm ki çoğu zaman kendi kendimize yaptığımızda umursamayacağımız şeyleri bir başkası bize yapınca sinirleniyoruz.

Sinirlendim de ne oldu? Bir şey mi diyebildim? Elbette hayır! Sonrasında tıraşın geri kalanında bunun üzerine düşündüm. Fark ettim ki ben hayatımdaki en büyük ezikliklerimi berber koltuğunda yaşamışım.

Küçükken babamın götürdüğü yaşlı berberlere tıraş olurdum. Berber kısalttıkça kısaltır, alçalttıkça alçaltırdı, ben de hiçbir zaman dur diyemezdim. Sadece içimden umut ederdim: Umarım daha da fazla kesmeye devam etmez. Ederdi, nihayetinde eşek tıraşı olmuş halde çıkardım dükkandan.

Ortaokuldayken arkadaşlarımın önerdiği bir berbere gitmiştim. Ergenliğe yeni yeni adım atmanın heyecanından olsa gerek saçlarımızı uzatmaya çalışıyorduk. Berbere de durumu anlattım, saçımı düzeltmesini, kabarıklığı gidermesini ama uzatmama da engel olmamasını söyledim. Yapabilir miydi? Elbette! Peki ne yaptı? Kafamı mantara benzetecek bir tıraş yaptı, sonrasında da hala unutamadığım o hazin cümleyi sarf etti: "Saçın çok kötü oldu, ama sen böyle yapmamı istedin, ben olsam böyle kestirmezdim". Ben yine hiçbir şey diyemedim.

Lisedeyken de tıraşı genelde memlekete gittiğim zamanlara bırakıyordum. Ailem artık Fethiye'ye taşınmıştı, tanıdığımız bir berber vardı. Doğruyu söylemek gerekirse o berber hiçbir zaman kafasına buyruk iş yapmadı. Fakat benim istediğim bir saç modeli de yapmadı. Her zaman beni kendi modeline ikna etti: "Ben olsam kısacık kestiririm abim, bu sıcakta dayanılır mı? Adamın kamını emer bu kadar saç, hemen geri uzar zaten vs. vs.". Gel gelelim yine 2-3 ayda bir eşek tıraşı olurdum.

Üniversiteye geçtiğimde de mahallemizdeki berbere gitmeye başladım. Onun da berbat bir huyu çıktı. Ne tarif edilirse edilsin ensede bir kuyruk bırakırdı. İmzası gibi bir şeydi, ev arkadaşlarım da ben de ensemizde kuyrukla dolaşırdık. Berbere gidip kuyruk bırakmışsın abi şunu düzeltiver dediğimizde kabul ederdi, keser biçerdi, gel gelelim yine kuyruk kalırdı.

Şimdiki berberimden memnunum, her ne kadar laf soksa da, artık seneye gelirsin tıraş olmaya falan dese de en azından doğru düzgün tıraş olabiliyorum. Artık berber koltuğundaki ezikliğimin geçmiş olduğunu sanıyordum ama ne gezer. Adam başımı kesip koltuğumun altına verse anlaşılan o ki yine sesim çıkmayacak.

Bazen dünyayı değiştirme hayalleri kuruyoruz ya bence önce berber koltuğunda dik durmayı öğrenelim. Eminim ki bu hisleri yaşayan tek kişi ben değilim. En azından küçüklüğümde tıraş olduğum yerlerden eşek tıraşı olarak çıkanların hepsinin de gerçekten eşek tıraşı olmak istemiş olduğuna inanmak istemiyorum.