19 Ağustos 2013

Toplu Taşımada Haremlik Selamlık


Atlas Tarih dergisinin 3. sayısında işlediği konulardan birisi de Türkiye'de toplu taşımanın ilk yılları. Osmanlı toplumunda kadınla erkeğin birbirinden katı çizgilerle ayrıldığını, büyük konaklarda, saraylarda haremlik ve selamlık bölümlerinin bulunduğu göz önüne alınırsa toplu taşıma araçlarında kadınlarla erkeklerin birlikte seyahat etmeleri de pek düşünülebilecek bir durum değildi.

Osmanlı'da ilk toplu taşıma vapurlarla başlamıştır. Vapurlardan önce boğazı geçmek için kullanılan sandallara ise kadınların tek başlarına binmeleri yasaktır. Bu yasak genç kadınların sevgilileriyle gizlice kayıklarda buluşup hoşça vakit geçirmelerini engellemek için konmuştu. Bu yasağın tek istisnası yaşlı kadınlardı.

Boğazda kapitülasyonlardan yararlanan yabancı devletler ilk vapur taşımacılığını gerçekleştirenler olmuştu. Bunu geren Abdülmecit bir gemiyi aynı işi yapması için görevlendirir. Vapur çeşitli duraklara uğrayarak Karaköy ile Kanlıca arasında sefer yapacaktır. Fakat bu yıllarda henüz iskeleler yapılmadığı için yolcular açıkta veya bir yalının iskelesine demirleyen vapura kayıklarla ulaşmaktadır. Bu vapurların bir kötü yanı daha vardır: Kadınların binmesi yasaktır. Boğazı geçmek için kayıklara mahkum olan kadınlar bu duruma karşı seslerini yükseltince vapurlara kadınların da binmesine izin verilir fakat bir şart vardır, kadınların oturduğu bölümle erkeklerin oturduğu bölüm bir perdeyle ayrılacaktır. Evli bile olsalar eşler ayrı bölmelerde seyahat edecek ve seyahat bittikten sonra buluşacaklardır.

Sorun çözülmüş gibi olsa da kadınlar yine memnun olmazlar. Çünkü kadınlara ayrılan kısım ön taraftadır ve bu kısımda kış aylarında donmaktadırlar. Bunun dışında kazalar da genelde ön taraftan gerçekleşmektedir. Uzun uğraşlar sonucunda istediklerini alırlar. Dümenleri arka tarafta olan vapurlarda dümene gidip gelen görevlilerin kadınlarla meşgul olmasından çekindiği için baştan bunu istemeyen Şirket-i Hayriye yetkilileri baskılar sonucunda kadınlara arka tarafı tahsis ederler.

Perde çapkınlar için bir cazibe kaynağı olur. Bunlar her seferinde erkenden gidip perdeye yakın tarafa oturmuşlar ve rüzgarla veya bilet kontrolörünün giriş çıkışıyla perdenin birkaç saniyeliğine de olsa açılmasını beklemişlerdir. İçeride rahatsız edilmeyeceğinden emin oldukları için başlarını açan kadınların güzelliklerini seyretmek amaçlarıdır. Bazen de kadınların bölmesinden erkeklerin tarafında zarfların geçtiği olur.

Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu'daki kuvvetlere katılmak isteyenler bu haremlik selamlık durumundan yararlanmıştır. İngilizler şehirden çıkışı izne bağlamışlardır ve vapurlarda da yolcular kontrolden geçirilmektedir. Bu durumu aşmak için mücadeleye katılmak isteyenler kadın kılığına girmiş ve aramadan kurtulup Özbekler Tekkesi'ne ulaştıklarında kapıyı çalıp "Beni İsa gönderdi" diyerek parolayı dile getirmiştir. Bundan sonra Ankara'ya ulaşım sağlanmaktaydı.

İstanbul'da atlı tramvaylar kullanılmaya başladıktan sonra orada da haremlik selamlık kendisini gösterir. İlk vagonlar iki katlıdır ve kadınlar için üst kat ayrılmıştır. Fakat bu durum maliyetli olunca tek katlı vagonlara geçilir ve erkekler ve kadınlar için ayrı seferler düzenlenir. Bu da maliyetleri kurtarmayınca vapurdaki çözüm burada da uygulanır: Perde. Vapurdaki çapkınlar burada da görülürler fakat işin kötüsü tramvayların yolcuları her zaman nazik beyefendiler değildir. Kimi zaman bıçkınlar da tramvaya binerlerdi ve mutlaka olay çıkarırlardı. Bu kişiler kadınların bölmesine fındık, fıstık attıkları ve lavanta sıktıkları için hanımefendilerin uşaklarıyla bıçkınlar arasında kavgalar çıkmıştır. Bu uygulama elektrikli tramvaylarda da devam ettirilmiştir.

Tünel metrosunda da aynı uygulama görülür fakat iki durak arası mesafe çok kısa olduğundan burada kayda değer bir olay görülmemiştir.

1923 yılında toplu taşımada haremlik selamlık uygulamasına son verilir. Fakat buna ilk tepki de kadınlardan gelir. Sebep taciz değildir. Erkekler daha ilk durakta tramvayı doldurmakta bu nedenle sonraki duraklarda binen kadınlar ayakta kalmaktadır hatta vapurlarda soğuk kısımlarda seyahat etmeye mecbur kalmaktadır.

İlginç bir haremlik selamlık durumu da Gülhane Parkı'nda görülmüştür. İstanbul'un belediye başkanlığını yapan Cemil Topuzlu Paşa padişahtan izin alarak Topkapı Sarayı'nın dış bahçesinin bir bölümünü halka açık bir park yapar. Burası Gülhane Parkı'dır. Fakat burada erkeklerle kadınların bir arada gezdiğini gören Enver Paşa hiddetlenir ve Cemil Topuzlu Paşa'dan kadınların parka girişini yasaklamasını ister. Cemil Topuzlu Paşa durumu görüşmek için Enver Paşa'nın yanına gittiğinde Cemal Paşa da oradadır. Cemil Topuzlu Paşa bu isteğin yerine getirilemeyeceğini söyler. Cemal Paşa bu durumda kadınlara ayrı bir gün tayin edilmesini önerir. Daha sonra kadınlarla erkeklerin birlikte gezmesinin temin edileceği sözünü verir. Cemal Paşa'nın dediği gibi yapılır ve gerçekten de bir ay sonra kadınlarla erkekler yine Gülhane Parkı'nda beraber gezmeye başlar.

Hiç yorum yok: