17 Temmuz 2013

İstanbul'un Cellat Mezarlığı


Osmanlı dönemindeki mesleklerden birisi de cellatlıktı. Bu kimseler yardımcılarıyla birlikte hem idam cezalarının infazlarını gerçekleştirirler hem de önemli bir devlet adamı İstanbul dışında öldürüldüğünde, bunu kanıtlamak için cesetlerin kellelerini kesip padişaha getirirlerdi. Yaptıkları iş birçoğumuza ürpertici geliyor. Peki halk cellatlara ne gözle bakardı? Cellatlar öldüklerinde nereye gömülürlerdi? Atlas Tarih dergisinin Haziran 2010 tarihli ilk sayısında bu konularda birkaç kelam var. Oradaki kısa bir yazıyı aynen alıntılıyorum:

"Halk arasında nursuz, sevilmeyen kimseler olan cellatlar her devirde korkulan ve çekinilen bir zümreydi. Osmanlı tarihinin gelmiş geçmiş en meşhur celladı hiç şüphesiz Kara Ali'ydi. Yardımcılarıyla birlikte yüzlerce can almış olan Kara Ali, kendisiyle aynı dönemde yaşamış olan ünlü Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinin İstanbul bahsinde şu satırlarla konu edilmişti: 'Bu kolun (yani cellatların) üstadı kamili Kara Ali'dir ki pazularını sıyırıp, tigi ateştabını (kılıcını) kemerine bendedip sair işkence aletlerini kemerine asıp el ve ayak kıracak baltaları iki yanına tıkıştırıp, sair yamakları dahi aletleriyle kemerlerini süsleyip yalın kılıç merdane cümbüş ederek geçerler ki neuzübillah hiçbirinin çehresinde nur kalmamış zehir ademlerdir.'

Cellatlar öldüklerinde bile halk tarafından istenmemiş olacaklar ki Eyüpsultan sırtlarındaki Gümüşsuyu mevkii civarındaki özel cellat mezarlığına defnedilirlerdi. Cellatların mezarlarının başına yazısız, küfeki boylu ve iri bir taş dikilir, bu taşlarda hangi mezarda kimin yattığına dair bir kayıt bulunmazdı. Cellat mezarlarının bir diğer özelliği de hayatları boyunca can alarak yüzlerine çalınan görünmez karanın öldükten sonra mezar taşlarına yansımasıydı: Cellat mezarları, diğer Türk mezarlarının aksine türlü renkte ve altınla boyanarak süslenmez, taşın kendi doğal renginde de bırakılmaz, baştan aşağıya siyaha boyanır; siyah boya soldukça tazelenirdi."

Bahsedilen yerdeki mezarlık bugün söylendiği yerde bulunmamaktadır. Mezarlıktan geriye sadece birkaç taş kalmıştır. Onlar da boyası tazelenmediği için siyah renkte değildir.

Hiç yorum yok: