3 Temmuz 2013

Evliya Çelebi'nin Gözünden Piramitler ve Sfenks


Osmanlı topraklarının ünlü seyyahı Evliya Çelebi'nin notları arasında Mısır da var. Mısır'la ilgili genel bilgilere yer veren Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde bölgenin çok ilginç özellikleri de yer alıyor. Mısır'ın en ilginç yapıları sayılabilecek piramitler ve sfenks hakkındaki bölümün bir kısmını Atlas Dergisi'nin Nisan 1993 tarihli 1. sayısından alıntılıyorum:

"...Üçü beraber Kaf Dağı gibidir. Büyük ehrama Belbehis Dağı, ortadakine Mülheviyye ve küçüğüne Ebülhevl Dağı derler. Bu yapma dağlar hakkında nice bin söylence vardır.

Bazıları tufandan evvel Ad oğlu Şeddad yaptı derler. Halife Me'mun, ehramlardaki defineyi elde etmek için tam yedi ay odunlar yığdırıp, ateşler yakıp, üzerine sırıklar döküp ve mancınıklar atarak ancak yirmi arşın yerini yıkabildi.

Surid Melik 'Ben bunu altı yılda yaptım, benden sonra gelen hükümdarlar 600 yılda yıkabilsinler' diye mertlik iddiasında bulunmuş. Hakir, yüz kantar siyah barut ile altı hazineli bir Kandiye kalesi lağımı atsam bu ehramları berhava edip temeli bile bulunmaz yaparım ama doğrusu yeryüzünde böyle büyük bina görmedim.

...

Bir keresinde İmrahor Ağa ile Behlül Ağa'nın ve başka ağaların adamlarından 45 kişi alarak meşaleler, muşammalı fanuslar ile büyük ehramın kapısından Besmele ile girdik. Hakir, kıblenümaya ve saate baktım. Güney tarafa tam 700 adım gittik.

...

Buradan 50 adım yokuş aşağı gittik. Su ile dolu bir havuz vardı. Etrafında karakuş gibi kuşlar, kenarlarında karga gibi kuşlar oturmuşlar, bizi görünce hepsi kanatlarını vurup öyle gürültülü uçuştular ki beyinlerimiz güya kulaklarımızdan aktı. Elbiselerimiz berbat oldu.

Arkadaşlar 'çıralarımız az kaldı' dediler. Hepimize bu kanat gürültüsünden bir korku düştü, geri gidelim, meşaleler sönerse halimiz neye varır derken, kuşlar tarafından öyle bir rüzgar koptu ki, kuş şiddetinden helak olma derecesine geldik. Meşalelerimize, suratlarımıza kanatlarını vura vura bizi usandırdılar.

Allah bir daha girmeyi nasip etmeye.

...

Sfenks küçük ihramın doğusunda hamam kubbesi kadar beyaz taştan koca kelledir. Kaşı, başı , gözü, dişi, kulakları ve gerdanı var. Başı üzerinde yüz kişi oturabilir. Canlı gibidir, güya tebessüm eder durur.

Eski zamanda bu kelle gelip geçenle konuşurmuş. Mısır üzerine asi bir padişah geleceğini, kıtlık olacağını, yağmur yağmayacağını, Nil'in ne kadar taşacağını, kimin ölüp kimin ölmeyeceğini, velhasıl bütün beş adet bilinmeyenden haber verirmiş. Hatta Hazreti Musa'ya bunun konuştuğunu söylemişler.

Hazreti Musa gelmiş, onun sözlerinden sonra: 'Her şeyi söylersin, Allah'ın hak peygamberine de iman et' buyurmuşlar. 'İdris peygamberi bilirim gayrısını bilmem' deyince, gazaplı bir kimse olan Musa asasıyla başa vurup 'Sus ya mel'un' der. O günden beri konuşmaz. Asanın vuruluşundan başı gözü kırıktır."

Buradan anlıyoruz ki yıllardır filmlerde atıfta bulunulan Sfenks'in burnunun kırık olması mevzusunda Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinin de bir yorumu var.


Hiç yorum yok: