6 Temmuz 2013

Cem Sultan - Jean-Marie Chevrier


Osmanlı tarihinin şüphesiz en bilinen şehzadelerinden biri -belki de en bilineni- Cem Sultan. Aslında Cem Sultan diye adlandırmak pek de doğru olmayabilir. Çünkü Osmanlı tarihi anlatılırken padişahların eşlerinin, kız kardeşlerinin veya kızlarının isimlerinin sonuna Sultan unvanı gelmekte, şehzadelerin ise isimlerinin başına Sultan unvanı getirilmektedir. Buradan hareketle belki de Sultan Cem demek daha doğru olacaktır.

Sultan Cem'in hayat hikayesi trajiktir. Kardeşi II. Bayezid ile taht mücadelesine girişip kaybettikten sonra Mısır, Rodos, Fransa ve Roma'da güç toplama umuduyla sürgün hayatı yaşamıştır. Batı dünyasının Osmanlı'ya karşı koz olarak elinde tuttuğu Sultan Cem'in hayat hikayesi üzerine yazılmış bir roman olan Cem Sultan'da yazar şehzadeyi "krallığı olmayan bir prens" olarak tanımlıyor. O dönemki siyasal olaylardan ziyade Sultan Cem'in kişisel hayatına yoğunlaşan Roman Sultan Cem hakkında kabaca bir fikir edinebilmek ve bir süre güzel vakit geçirebilmek için okunabilir.

"... Onu bu tarihte ailenin destanına kaydetmekle görevlendirilen yazıcılar, o sayfaların en başına şunu yazmışlardı: 'Allah'ın adıyla, alemlerin rabbi, onun peygamberi Muhammed ve onun soyundan gelenlere inanır ve onları selamlarız.' Sonra da fırçalarını yıkamış ve Hacı Bektaş taşından yapılma hokkalarının gümüş kapaklarını kapamışlardı. Büyük bir beyaz boşluk ve uzun bir bekleyiş..."

Hiç yorum yok: