16 Temmuz 2013

Hz. İsa'ya Saplanan Mızrak


İslam inancına göre Hz. İsa çarmıha gerilmemiştir. Çarmıha gerilen Hz. İsa'ya benzeyen veya benzetilen bir başkasıdır. Allah Hz. İsa'yı daha öncesinden göklere çıkarmıştır.

Hristiyan inancına göre ise Hz. İsa çarmıhta öldürülmüştür. Yuhanna İncili Hz. İsa'nın öldürülüşünde bir mızraktan bahseder. Bu mızrağın öyküsü Katolik inancına göre kutsal metin sayılmayan Nikodemos İncili'nde geçmektedir.

Atlas Tarih dergisi Haziran 2010'da çıkardığı ilk sayısında bu konuyu ele almıştır. Orayı kaynak olarak kullanarak bu mızrağın hikayesine bakalım.

Efsaneye göre Hz. İsa'ya mızrak darbesini vuran Longinus ismindeki kör bir askerdir. Mızrak darbesinden sonra fışkıran kanın yüzüne gelmesiyle gözleri açılan Longinus oracıkta hemen Hristiyan olur ve şehit edilerek azizler listesine girer.

Daha sonra adı pek geçmeyen mızrak bir rivayete göre 6. yüzyılda Persler'den alınarak İstanbul'a getirilir. Persler de mızrağı Kudüs'ü işgal ettiklerinde almışlardır. 1204'teki Haçlı Seferi'nin Bizans'ı da hedef almasının ardından kurulan Latin İmparatorluğu'nun başı II. Bauodin mızrağı IX. Louis'ye satar. Fransa kralının kutsal emanetler için inşa ettirdiği Sainte-Chapelle'de korunan mızrak Fransız İhtilali'nin ardından Milli Kütüphane'ye nakledilir. Daha sonraları ise mızraktan haber alınamaz.

Gel gelelim bu Hz. İsa'yı öldüren mızrak olduğu iddia edilen tek mızrak değildir. Haçlı Seferleri esnasında Antakya Hristiyanlar tarafından ele geçirilir. Fakat Atabey Kerboğa ordusuyla kenti kuşatır. Haçlılar açlık ve bitkinlikten teslim olma noktasındadır. Takvimler 1098 yılını göstermektedir. Bu esnada Toulouse Kontu'nun ordusuna mensup bir keşiş olan Pierre Barthelemy bir rüya görür. Bu rüyadan yola çıkarak şehirdeki katedralin döşeme taşlarını kaldırtarak mızrağı bulur. Fakat birçok kişi asıl mızrağı İstanbul'da görmüştür. Bu nedenle gerçekliği sorgulanmaktadır. Yine de Haçlı Ordusu şevke gelerek Selçuklular'ı püskürtür. Ama bir türlü şüpheler ortadan kaybolmaz. Askerler olanların orduyu şevke getirmek için düzenlenen bir kurmacadan ibaret olduğunu iddia ederler. Keşiş Barthelemy ateşle imtihanı kabul eder ve elinde mızrakla 1099 yılının Nisan ayında ateşin içinden geçer. Ağır yanıklarla kurtulunca mızrağın kutsal olduğuna inanılsa da keşişin çok geçmeden ölmesi mızrağın kutsal olmadığı inancını doğurur.

Bir başka mızrak da Bizans hazinesinden Osmanlı'ya geçmiştir. Bu mızrağın Antakya'daki mızrak mı yoksa başka bir mızrak mı olduğu bilinmez. Sultan Cem Avrupa'ya sığındığı vakit Papa işin içine Sultan Cem'i de karıştırarak bir Haçlı Seferi tertip etme düşüncesindedir. Sultan Cem Osmanlı içinde karışıklık çıkarabilecek nitelikte bir isimdir. Aklı Hristiyan olup böyle bir sefere katılmaya yatmasa bile Sultan Cem'in Avrupa'nın elinde bulunması Osmanlı için bir tehdittir. Bu nedenle II. Bayezid Papa'nın gönlünü hoş tutmak için bu mızrağı ona hediye eder. Bu mızrak bugün San Pietro Katedrali'nin ana kubbesini taşıyan dört ana sütunun birinin içindedir.

Gerçek olduğu iddia edilen bir başka ünlü mızrak ise Avusturya'da sergilenmektedir. Gel gelelim İzmir'deki Katolik cemaati bile gerçek mızrağın kendi ellerinde olduğunu iddia etmektedir. Bu nedenle gerçek mızrağın var olup olmadığı ve nerede olduğu tam bir muammadır.

İlginç bir başka hikaye de Hitler'in de mızrağa ilgi göstermesidir. Onun inanışına göre mızrağı vuran kişi Cermen kökenlidir ve genç bir Yahudi hahamının böğrünü delmekle pek hayırlı bir iş yapmıştır. Bu nedenle II. Dünya Savaşı sırasında Hitler Avusturya'daki mızrağa el koymuştur.


Hiç yorum yok: